Ankara – Elmadağ, 2014

Sene 2014, hiç unutmuyorum Şubat ayı içinde bir Pazar günüydü. Aklımda Elmadağ fotoğrafları. Ankara’da yine her zaman ki gibi kapalı, gri ve kasvetli bir hava vardı. Aniden aklıma Elmadağ’a gitmek geldi, daha önce hiç gitmemiştim. Aslında böyle havalarda dışarı bile çıkası gelmiyor insanın ama umut işte, belki bir iki kare yakalarım diyerek çıktım evden. Tripodumu, makinamı aldım bastım gaza. Ankara Elmadağ arası Şehir merkezine (Kızılay) 45 dk – 1 saat mesafede ha var ha yok, çok yakın aslında 41 km. Neyse çıktım gidiyorum inanılmaz bir sis var önümü zor görüyorum. Yukarı çıktıkça sis artıyor, yol zorlaşıyordu. Değil karşıdan gelen arabayı görmek virajları bile göremiyordum. Ha bu arada sol tarafım tamamen uçurum, onu söylemiyorum bile. Yavaş ve kontrollü bir şekilde çıktım Elmadağ’a ve sis halen var tabi, etrafta hiç kimse yok gibi görünüyor. Daha doğrusu sis beş dakikalığına dağılınca fark ettim ki varolan kalabalık sisten görünemiyormuş ☺ Hatta öyle doluydu ki arabayı park edecek yer dahi bulamamıştım.


Bu arada biraz Elmadağ hakkında bilgi vereyim. Elmadağ’a nasıl gidilir, Elmadağ yol tarifi, Ankara Elmadağ arası mesafe ne kadar, Ankara da fotoğraf çekilecek yerler arasına girer mi, Elmadağ’da gezilecek yerler nereler gibi sorularınıza cevap niteliğinde kısaca birkaç şey anlatayım ki gitmek isteyenler olursa faydası olsun.
Elmadağ Ankara’nın 41 km doğusunda adını aldığı ve çok eski bir yerleşim alanı olan Elmadağ’ın Kuzeydoğu eteklerinde kurulmuştur. Küçük ama keyifli bir kayak alanı vardır. Kayak severler de gidebilir. Elmadağ’ın zirve rakımı 1982’dir. Hatta zirvede bulunan TRT’nin baz istasyonunun tepesine çıkarsanız rakım biraz daha yükselmiş olur ☺ Bildiğim kadarı ile oraya toplu taşıma aracı gitmiyor. Şahsi arabanız ile gitmeniz gerekiyor.


Neyse dönelim asıl konumuza, nerde kalmıştık? En son arabayı park ediyorduk. Bir şekil de park ettik tabi ama sonrası bu kadar kolay değil her şey yeni başlıyor, daha dağın zirvesine yürümek var ☹ Aldım makinamı ve tripodumu başladım yürümeye etraf o kadar kalabalık ki zor ilerliyorsun.

Bu arada Elmadağ’ın bir diğer güzelliği de sucuk-ekmek… Nefis oluyor. Karların üstünde mutlaka deneyin.

Kayak merkezinin yanından çıkmaya başladım, düşe kalka ilerliyorum. Neyse ki makinam hafif, öyle büyük objektiflerim yok daha… Canon 60D ile 18-200 mm tak-gez objektif var sadece. Tripodu da baston niyetine kullanıyorum ☺ Tepeye çıkmam tam 1 saat sürdü. Attım kendimi karların üstüne dinlenmek için. Tabi orası günlük güneşlik. Hava o kadar güzel ki güneş vurdukça inci gibi parlıyor kar taneleri.

Aşağısı muazzam… Bulutların üstüne çıkmışız sanki ve Ankara’dan eser yok, başka bir dünya adeta… Hani o kapalı ve gri hava vardı ya Ankara’da, işte o kapalı havanın üstüne çıkmış olduk. Hemen aşağıya doğru göz gezdirdim ne çekebilirim diye.

Aşağıda çok güzel bir yer gördüm. Böyle sanki dünyanın üstüne çıkmış insanlar var ve sende başka bir gezegenden onları seyrediyorsun. Muazzamdı gerçekten…
Neyse biraz dinlendikten sonra biraz da çekim yapayım dedim ve başladım çekmeye. Karşıda insanlar var, onları çekiyorum ama istediğim kadrajı bir türlü alamıyorum. Tamam her şey güzel, manzara güzel, insanlar ve bulutlar muazzam ama bunlar zaten olan şeyler… Önemli olan benim bir şeyler katmam; ruh, duygu katmam gerekiyor kısaca. Kompozisyonu kurdum kafamda, oradaki kalabalık gidecek ve sadece tek bir adam kalacaktı. Ama oraya sesin gitmiyor tabi, ben gitsem geri gelemicem, kim çekecek ☺ Başladım dua etmeye ‘Allah’ım nolur oradaki adamlar gitsin de tek bir tane adam kalsın’. Oturdum bekliyorum… Yarım saat oldu halen duruyorlar, kırk beş dakika oldu halen giden yok. Tam umudu kesmiştim ki, tabi bir saat on beş dakika falan geçti bu arada, baktım ve bir anda kişi sayısı bire düşmüş ☺

Hemen davrandım makinama. Çat çat basıyorum 10-15 kare çektim. Tamam bana bu yeter dememle birlikte birde ne göreyim; iki kişi oldular hem de sevgili ☺ Off dedim, kör istemiş bir göz Allah verdi iki göz ☺ Hemen onları da çektim ama nasıl mutluyum, tabiri caizse ağzım kulaklarımda, dedim oğlum Mustafa Bayram yine dört ayağının üzerine düştün, heybeni de doldurdun.

Tabi bunlar yetti mi? Tabi ki hayır… Bulmuşum Ankara’da bulut denizini, mis gibi havayı bırakır mıyım, daha gün batımı var. O karşıdaki adamın olduğu yere gitmem gerekiyor gün batımı için. Yavaş yavaş inmeye başlamıştım ki ayağımı atmamla yuvarlanmaya başlamam bir oldu. Abartmıyorum 1km ye yakın yuvarlandım. Elimde makine, çanta karlar içinde kaldı ama bırakmadım elimden makinamı. Gözümü açtım ki inmişim aşağıya, 1 saatte çıktığım yolu beş dakikada inmişim ☺ Tabi o kadar yuvarlanmaya başım fır fır dönüyor. 10 dk yattıktan sonra kalktım ayağa toparlandım, yürüyorum… 100 m gittim ve karşıma bakmamla 3 tane köpeğin bana doğru koştuğunu görmem bir oldu. Yerde kar var belime kadar, değil koşmak adım atmaya mecalim yok. Bekliyorum, pes ettim kaçamayacağım. Gözlerimi kapattım bekliyorum, köpekler gelsin ısırsın artık ne yapayım ☹ Nasıl oldu bilmiyorum ama bir anda yön değiştirdi köpekler ve onlardan da kurtuldum, derin bi oh çektim. Ama gerçekten çok korkmuştum.

Neyse vardım çekim noktasına, güneş bayağı inmişti bulutların üstüne inanılmaz bir görsel vardı. Bulutların üstü adeta kırmızı boya dökülmüşçesine kızarıyordu. Aşağıda ise o güzel evler sislerin içinde, hayal gibi… Yani yuvarlanmama ve köpek korkusuna kesinlikle değmişti.
Oradan da birkaç güzel kareyi attım heybeme. Hava iyice soğumuştu, geceye kalmadan çekimimi tamamlayıp evime dönmek üzere dönüş yoluna çıktım. Bu gezimden sağlam üç dört kare çıktı. Bir gezide üç dört kare çıkması demek gerçekten çok verimli bir gün geçirmişsiniz demektir. Önemli olan yüzlerce kare çekmek değil sağlam ve etkili kareler yakalayabilmek… Tek kare olsun ama sağlam olsun!

Elmadağ’a gitmek isteyenler için tavsiyelerim

1-Ankara’da hava kapalı ve bulutların çok aşağıda olması gerekiyor yani yeryüzüne yakın olmalı.
2-Tripod alın yanınıza hatta time lapse yapmak için video aracı alın sisler inanılmaz hızlı akıyor adeta dolup dolup boşalıyor.
3-Kış lastiğiniz zinciriniz mutlaka olsun.
4-Kıyafetleriniz ve ayakkabınız su geçirmez ve kalın olsun. Eldiven muhakkak alın.
5-Zoom objektifiniz mutlaka olsun.
6-Sucuk almayı sakın unutmayın ☺


Yazım umarım faydalı olmuştur. Yazım ile ilgili düşüncelerinizi ve sorularınızı yorum kısmına yazabilirsiniz. Yorumlarınız bana destek verecektir.

9 Comments

  1. Hocam harika yazmışsınız gidesim geldi bir an ? . O an orada olmak istemişseniz; bu hem yazınızın güzelliği hem de karelerin güzelliğindendir diye düşünüyorum . İyi ki varsınız bize hep ilham oluyorsunuz. Sevgiler…

    1. Özlem hanım çok teşekkür ederim, eksik olmayın. Evet orada olmak çok güzeldi Ankara da öyle bir manzara görmek büyüleyiciydi. Tabi benim başıma gelenler ise tamamen şanssızlık, ama çok keyifliydi. Güzel yorumunuz İçin çok teşekkür ederim. Sizlerde iyiki varsınız☺️Sağlıcakla kalın?

  2. Çok beğendim,sürekli takip ettiğim bi fotoğrafçıdır kendisi,umarım bir gün tanışma fırsatım olur

  3. Bulut denizi diyince Karadeniz’de sanmıştım. Ankara’da olduğuna çok şaşırdım açıkcası. Çok zorlu bir çekim hikayesi olsa da, okurken keyif aldım.? Eminim her zorluğuna değmiştir o zirve ve ortaya çıkan kareler… Emeğinize sağlık?

  4. Her zamanki gibi muazzam kareler yakalamışsın ? Yol ne kadar meşakkatli olursa, o kadar kıymetli o kadar değerli ve o kadar güzel oluyor ulaşılan şey ?? Bence başlangıçta yaşadıkların bundan sebepmiş ✌? Devamını da heyecanla bekliyoruz, bakalım sıradaki macera ne olacak ?

  5. Hocam emeğinize sağlık. Güzel bir yazı bilgilendirme olmuş.

  6. Hocam sürükleyici bir blog yazısı olmuş. Fotoğraflar verilen emeğin karşılığı niteliğinde ? Yazıyı okuyunca sevdiğim bir söz geldi aklıma.
    “Fırtınanın şiddeti ne olursa olsun martı denizinden vazgeçmez.” Sağlıkla kalın

  7. Ne kadar güzel yazmissiniz…Çok samimi…adeta konusur sohbet eder gibi…Saglik ve huzurla üstat…

  8. Ben de bir gittiğimde benzer manzara yakalamıştım, gerçekten muazzam bir görüntüydü. Ama o zamanlar o manzarayı fotoğraflayabileceğim güzel bir teknolojiye sahip değildim, anılarım sayenizde canlandı. Ağzınıza ve emeğinize sağlık

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir